Kapalı Görüş Süresi Ne Kadar? Farklı Bakış Açılarıyla Derinlemesine Bir Yolculuk
Kapalı görüş… Belki bir filmde duydunuz, belki bir haber bülteninde karşınıza çıktı. Kimileri için sıradan bir prosedürdür, kimileri için ise özlemle geçen günlerin en değerli dakikaları. Peki bu kısa buluşmalar gerçekten ne kadar sürer? Ve neden süre sınırlıdır? Bu soruya yanıt ararken sadece yasal metinlere değil, toplumsal dinamiklere ve bireysel duygulara da bakmak gerekir. Gelin şimdi bu konuyu hem verilerle hem de insan hikâyeleriyle birlikte ele alalım.
Kapalı Görüş Nedir? Temel Kavramlara Kısa Bir Bakış
Kapalı görüş, cezaevlerinde hükümlü veya tutukluların ziyaretçileriyle fiziki temas kurmadan, cam veya plastik bölmelerin arkasından telefonla iletişim kurduğu ziyaret türüdür. Açık görüşten farkı, temasın tamamen engellenmiş olmasıdır.
Bu görüşlerin temel amacı; hem güvenlik risklerini azaltmak hem de mahkûmların dış dünya ile iletişimlerini kontrollü bir şekilde sürdürmelerine olanak sağlamaktır.
Türkiye’de Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yönetmeliklerine göre:
Hükümlü ve tutuklular genellikle ayda 3 veya 4 kez kapalı görüş yapabilir.
Her görüş ortalama 30 ila 45 dakika ile sınırlıdır.
Özel durumlarda (örneğin disiplin cezaları veya güvenlik gerekçeleriyle) bu süre kısaltılabilir veya görüş hakkı sınırlandırılabilir.
Ama mesele sadece rakamlardan ibaret değil. Asıl tartışma, bu sürenin nasıl algılandığı ve ne kadar yeterli olduğu noktasında başlıyor.
Erkeklerin Bakış Açısı: Veri, Düzen ve Güvenlik Odaklı
“30 Dakika Yeterli, Çünkü Sistem Öyle Gerektiriyor”
Toplumsal araştırmalar, erkeklerin çoğunlukla konuyu nesnel ve sistem odaklı değerlendirdiğini gösteriyor. Onlara göre 30-45 dakikalık kapalı görüş süresi, cezaevi güvenliği ve kurumsal işleyiş açısından yeterlidir.
Gerekçeler genellikle şunlardır:
Güvenlik: Temassız ortamın suistimalleri engellemesi gerekir. Daha uzun süre, kaçak iletişim veya yasa dışı aktarım riskini artırabilir.
Eşitlik: Her mahkûmun görüş hakkı vardır. Süre sabit tutulmazsa, bazıları avantajlı hale gelebilir.
Lojistik: Gün içinde yüzlerce kişinin görüşmesi gerekir. Süre sabit olmazsa sistem tıkanır.
Bu yaklaşımda duygusal beklentilerden çok, kuralların gerekliliği ve düzenin korunması ön plandadır. Kısacası erkek bakış açısı “pratik gerçeklere” daha fazla odaklanır.
Veri Perspektifi
Türkiye’de yapılan cezaevi idaresi raporlarına göre ortalama kapalı görüş süresi 35 dakikadır ve bu sürede ortalama 5-7 dakika tanıtım, kontrol ve geçiş işlemleriyle geçer. Yani geriye kalan iletişim süresi yaklaşık 25-30 dakikadır. Yetkililer bu süreyi “hem güvenli hem işlevsel” olarak tanımlar.
Kadınların Bakış Açısı: Duygular, Bağlar ve Toplumsal Etkiler
“30 Dakika mı? Özlem İçin Bu Süre Yetersiz”
Kadınlar, özellikle aile üyeleri cezaevinde bulunan anneler, eşler veya kardeşler, kapalı görüş süresini duygusal derinlik açısından ele alır. Onlara göre süre ne kadar uzun olursa olsun, yaşanan özlemi gidermeye yetmez. Ancak bu kısa zaman dilimi bile hayati öneme sahiptir.
Kadınların yaklaşımında öne çıkan temalar:
Bağların korunması: Özellikle çocuklar için, düzenli ve uzun görüşler psikolojik bağın kopmaması açısından kritiktir.
Toplumsal sonuçlar: Kısa görüşler, cezaevinden çıkan bireylerin topluma yeniden uyumunu zorlaştırabilir.
İnsani boyut: “Ceza çekmek ayrı, insani ihtiyaçları karşılamak ayrı.” görüşü sıkça dile getirilir.
Duygusal Perspektif
Psikolojik araştırmalar, 30 dakikalık görüşlerin aile bağlarını sürdürmede yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Özellikle uzun süreli hapis cezalarında, yakınlarla temas süresinin artması mahkûmun rehabilitasyon sürecine olumlu katkı sağlıyor. Peki bu durumda süre artırılmalı mı, yoksa güvenlik mi öncelikli olmalı?
Toplumsal Denge: Güvenlik mi, İnsanilik mi?
Kapalı görüş süresi üzerine tartışmalar, temelde iki değerin çatışmasına dayanır:
Güvenlik ve düzen ihtiyacı (daha kısa süre, daha kontrollü ortam)
İnsani ve toplumsal bağların korunması (daha uzun süre, daha derin temas)
Bu iki ekseni dengelemenin yolu, belki de sabit bir sürede ısrar etmek yerine, duruma göre esneklik tanımaktan geçer. Örneğin:
Uzun süreli hükümlüler için süre kademeli olarak artırılabilir.
Aile üyeleriyle yapılan görüşler için daha geniş zaman dilimleri tanınabilir.
İyi hal gösteren mahkûmlara ek görüş hakları verilebilir.
Sonuç: Süreyi Değil, Anlamı Tartışmalıyız
Kapalı görüş süresi bugün çoğu cezaevinde 30 ila 45 dakika arasında değişiyor. Ancak mesele bu rakamların ötesinde. Asıl önemli olan, bu kısa buluşmaların ne anlama geldiği ve insan hayatındaki etkileridir.
Peki siz ne düşünüyorsunuz?
Bir yandan güvenlik ve düzen, diğer yandan özlem ve bağ kurma… Sizce hangi taraf daha ağır basmalı? Belki de asıl cevap, iki uç arasında insani bir denge kurmakta yatıyordur.